Gizli tanıklar; adı üstünde gizlenir

Ceza muhakemesi açısından tanıklar, suçun faili olmayıp kamu düzenini bozan süje de değildirler. Buna karşın, muhakeme sürecinde önemli bir sorumluluk alanları vardır. Tanıkların genelde suçun mağduru sıfatını da taşıdıkları düşünüldüğünde, tanıklıklarına başvurulması esnasında mağduru oldukları fiili yeniden yaşama ve bundan psikolojik olarak etkilenme olasılıkları da vardır. Buna sanık yahut şüpheli ile karşılaşmanın yaratabileceği etki de ilave edilebilir. Dahası, tanıklığın ardından verilebilecek bir mahkûmiyet kararının da, hakkında bu karar verilenlerin öç alma girişimlerine yol açabileceğinden bahsedilebilir. Bu gibi nedenlerden ötürü tanığın korunması gerekliliği hissedilmiştir.……
Tanık koruma tedbirinin kapsamına giren kişiler, Tanık Koruma Kanunu’nun 4. Maddesi’nin ilk fıkrasındaki düzenlemeye göre:
a) Ceza muhakemesinde tanık olarak dinlenenler ile 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 236’ncı maddesine göre tanık olarak dinlenen suç mağdurları.
b) (a) bendi hükümlerine göre dinlenenlerin nişanlısı, evlilik bağı kalmasa bile eşi, kan hısımlığından veya kayın hısımlığından üstsoy veya altsoyu, ikinci derece dahil kan veya ikinci derece dahil kayın hısımları ve evlatlık bağı bulunanlar ile yakın ilişki içerisinde olduğu kişilerdir.
Yine kanuna bakıldığında, tanığın korunması için karar verilebilecek tedbirler arasında kimlik ve adres bilgilerinin kayda alınarak gizli tutulması, duruşmada hazır bulunma hakkına sahip olanlar olmadan dinlenebilmesi veya sesi yahut görüntüsü değiştirilerek özel bir ortamda dinlenilmesi, fiziki koruma sağlanması, kimlik ve ilgili bilgi ve belgelerinin değiştirilmesi ve düzenlenmesi, geçimini sağlamak üzere geçici maddî yardımda bulunulması, fiziki görünümünün estetik cerrahi yoluyla veya buna gerek olmaksızın değiştirilip buna uygun kimlik bilgilerinin yeniden düzenlenmesi gibi imkânlar mevcuttur.

Related Posts