Eğitim hakkının temel bir insan hakkı olmasının yanı sıra diğer insan haklarının gerçekleşmesi için bir ön koşuldur. Eğitim hakkının sağlanması, bireylerin diğer insan haklarından yararlanmalarını ve haklarını korumalarını mümkün kılmaktadır. Bu hak aynı zamanda devlet tarafından bireye verilir çünkü eğitim bir iş sahibi olmak için de gerekli bir araç olup devletin kanun ve sözleşmeler tarafından kendisine verilen bir yükümlülüktür. Son zamanlarda devlet okullarında “eğitim hakkı kayıt parası” adı altında alınan bağışların engellenip engellenmediği tartışılmaktadır.
İçindekiler
EĞİTİM HAKKININ ÜCRETSİZ OLMASI GEREKTİĞİ MEVZUATLARLA DÜZENLENMİŞTİR
Eğitim hakkı, Birleşmiş Milletler Örgütü, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü, Avrupa Konseyi, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı gibi örgütlerce kabul edilen belgelerde tanımlanmış, bildirge, sözleşme, tavsiye, karar, ilke ve benzeri nitelikte çok sayıda uluslararası ve bölgesel insan hakları belgesinde güvenceye alınmıştır. Eğitim hakkının düzenlendiği başlıca sözleşmeler arasında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Türkiye’nin onaylamadığı Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi, bazı maddelerine çekince koyarak onayladığı Çocuk Hakları Sözleşmesini saymak mümkündür.
Eğitim hakkının devlet okullarında ücretsiz olması dünyada ve ülkemizde birçok düzenlemelerle sağlanmıştır. Ancak son dönemde devlet okullarında kayıt yaptırırken “bağış” adı altında velilerden parası alındığı bilinmektedir.
Türk hukukunda eğitimin ücretsiz olmasına yani kayıt parası alınmamasına ilişkin uygulamalar bazı düzenlemelerle kabul edilmiştir.
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 28. maddesinde, taraf devletlerin ilköğretimi herkes için zorunlu ve parasız hale getirme yükümlülüğünden bahsedilmiştir ki Türk Anayasası’nın 42. maddesinde de aynı yükümlülükten bahsedilir. İlgili hükme göre ilköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunlu olup devlet okullarında eğitim parasızdır. Devlet bu olanağı sağladıktan sonra denetimini, çıkarmış olduğu kanun ve yönetmeliklerle sağlar. Örneğin; İlköğretim ve Eğitim Kanunu 2. maddesine göre ilköğretim, ilköğretim kurumlarında verilir ve bu, eğitim-öğrenim çağında bulunan kız ve erkek çocuklar için mecburidir. Devlet okullarında eğitim için para da ödenmemektedir. Okul yöneticilerinin bağış adı altında istedikleri kayıt paraları kanuna aykırıdır ve haklarında yasal işlem başlatılmalıdır.
KAYIT PARASI “BAĞIŞ” ADI ALTINDA NASIL ALINIYOR?
Millî Eğitim Bakanlığı Okul-Aile Birliği Yönetmeliği’nin bu konuda bir düzenlemesi vardır. Bağış konusu okul aile birliğinin görevleri arasında girmektedir. Okula yapılan ayni ve nakdî bağışları kabul ederek kayıtlarını tutmak, sosyal, kültürel etkinlikler ve kampanyalar düzenlemek, şartlı bağışları amacına uygun olarak kullanmak gibi görevleri vardır. Bağışlarla okulun ekonomisini ayakta tutmak asıl görevdir.
Yönetmeliğin 13. maddesine göre okul aile birliği yönetim kurulu, eğitim ve öğretim kalitesinin artırılması için yaşanan güçlüklerin giderilmesi adına okul müdürlüğü ve velilerle iş birliği yapabilir. Ancak bu iş birliği yine kişisel iradeye bağlı olup velileri zorlayarak yapılamaz. Okul aile birliğinin faaliyetleri çerçevesinde yapılacak iş birliklerinde gönüllülük esas olup bu anlamda öğrenci ve velilere yaptırım uygulanması, yönetmelik çerçevesinde mümkün görünmemektedir. Yani kayıt parasını yatırmazlarsa veya istenilen miktarda bağış yapılmazsa velilere uygulanan “çocuğunuzun kaydını yaptırmıyoruz” yaptırımı hukuka ve ahlaka uygun değildir, ayrıca toplumun etik değerleriyle örtüşmemektedir.
Yönetmeliğin 15. maddesinin 2. fıkrasına göre; okul aile birliği, velileri hiçbir surette bağış yapmaya zorlayamaz, okul kayıt döneminde bağış ve yardım toplayamaz. Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yürütülen proje ve yapılan protokoller kapsamında okul ve kurumlarda yapılacak faaliyetlerden ücret talep edilemez. Velilerden okulun ihtiyaçlarını gidermek için veya başkaca amaçlarla zorla para toplanamayacağı belirtilmişse de son dönemlerde gelen şikâyetlerde devlet okullarında zorla para toplandığı duyulmaktadır. Ayrıca istenen ücretler fahiş oranda olup yasal bir dayanağı bulunmamaktadır.
Sosyal devlet ilkesinin gereği olarak devlet öğrencilere eğitimde fırsat eşitliğini ve çağdaş standartlarda eğitim alma hakkını sunmak zorundadır. Bu hakkın kanunda ücretsiz olarak sağlanacağı belirtilmişse ücretsiz olarak sağlanmalı, bağış adı altında kayıt parası alınmamalıdır. Devlete verilen bu yükümlülük, okul aile birliği gibi okulun ufak kurumları tarafından yerine getirilemeyeceğinden birliğin veya diğer kurumların bu hususlarda velilere yaptırım uygulaması da mümkün değildir. Bağışlar kermes gibi etkinliklerde yapılmalı, kayıt yapılırken hiçbir şekilde idare velilerden para almamalı, veliler bu duruma mecbur da tutulmamalıdır. Aksi taktirde sosyal devlet ilkesine aykırı bir durum oluşur.
KAYIT PARASI İSTEYEN OKUL YÖNETİMİ İLE KARŞILAŞILDIĞINDA NE YAPILABİLİR?
Çocuğunu okula kayıt ettirmek isteyen veliler, kayıt parası adı altında yüklü bir miktar ödeme talebiyle karşı karşıya kaldığında iki tür hukuki yol izleyebilirler:
Öncelikle kayıt parasını ödemek istemeyen ve ödemeye zorlanan veli, okul idaresine isteklerinin yasal olmadığını ve kayıt parası vermeyeceğini net bir şekilde dile getirmelidir. Halen ödeme konusunda ısrar ediliyorsa mağdur veliler durumu ilçe milli eğitim müdürlüğüne, bir dilekçeyle bildirebilirler. Zorlama devam ediyorsa, dilekçeyi olayı anlatarak yazıp, ilçe milli eğitim müdürlüğüne (kurumun özel olarak dilekçede belirtilmesi takibi kolaylaştırır) ve bulunulan ilin valiliğine, kayıt altına alınmasını isteyerek elden iletebilirler. Dilekçeyle takip dahi olsa BİMER ve CİMER’e yazılabilir veya Alo Dilekçe 147 aranarak durum anlatılabilir.
Bu süreçler idari başvuru süreci olup idare cevap vermediğinde ret cevabı olarak algılanır, akabinde idare mahkemesine başvurulabilir. Süreç ne olursa olsun kayıt parası sosyal devlet anlayışına aykırı olduğundan velinin ısrarlara rağmen parayı ödememesi gerekir. Diğer bir hukuki yol ise kişinin bulunduğu yerin savcılığına suç duyurusunda bulunmasıdır. Zira okula kayıt ettirilmek istenen çocuğun eğitim hakkı engellenmiş olup, okul yönetimi hakkında haksız kazanç, tehdit, şantaj, hatta rüşvete kadar varan suçlamalarla şikâyette bulunulmasının önü açılmıştır.
Milli Eğitim Bakanlığı’na ulaşan ihbar ve şikâyetlerle kayıt parası isteyen okul idarecileri hakkında gerekli inceleme ve soruşturma başlatılabilir. Sonrasında ise savcılık aşaması, kovuşturma aşamasına geçer ve ortada bir kamu davası oluşur. Şikâyet birkaç tanıkla da desteklenmeli, deliller varsa ortaya konmalıdır. Kanun değişikliğiyle zorunlu eğitim süresinin sekiz yıldan kesintisiz 12 yıla çıkarıldığı biliniyor.
Bu bağlamda Anayasa’nın 42. maddesinde belirtilen “devlet okullarının parasız olduğu hükmünden” ve okul aile birliklerinin velileri bağış toplama konusunda zorlayamayacağı kararı göz önünde bulundurulduğunda, kayıt parasının alınmasına izin verilmesi hem çocuğun hem de çocuğunun eğitimine yatırım yapan velinin insan hakkı ihlali anlamına gelir.